Untitled Document
   
  teknokul
  TELEVİZYONUN İCADI
 




21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonun tarihi, 75 yıl önce, İskoç mucit John Logie Baird ’in keşfiyle başladı. Baird, 21. yüzyılda insanları saatlerce karşısında oturtabilen televizyonun babasıydı. Keşif merakı çocuk yaşlarda başlayan Baird, 12 yaşında, evine bir elektik sistemi döşemiş ardından yoldayken arkadaşlarıyla konuşmasını mümkün kılacak ilk telefon santralini geliştirdi. İskoçyaya’da Kraliyet Teknik Koleji’nde elektrik dersleri alan Baird, Glascow üniversitesinde elektrik mühendisliği okudu. Birinci Dünya Savaşı sırasında eğitimine ara veren mucit, silahlı kuvvetlerde çalışmak istedi ama kabul edilmedi. Başvurusu reddedilen Baird, Clyde Valley Elektrik Enerjisi Şirketi’nde çalışmaya başladı ancak sağlık

problemleri işi bırakmasına sebep oldu. Clyde Valley ’den sonra aralarında Trinidad ’da bir reçel fabrikasında işçiliğin de bulunduğu çeşitli işlerde çalışan Baird, nihayet 1922’de memleketi Sussex ’e geri dönen ve burada tamirciliğe başladı. Nakkaş mucit Sussex’ deki mütevazı hayatı, Baird ’i 50 yıldır düşlediği televizyon icadı üzerinde yoğunlaşma fırsatı verdi.

Parası olmadığı için ilk televizyonunu bir lavabo ve bir çay tenekesiyle yapan Baird, bir sonraki denemesinde projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplayıp basit bir düzenek geliştirdi ve düzeneğe kullanılmış lenslerle devrelerden tarama diskler ekledi. Baird ’in icat ettiği bu düzenek, tahta çubuklar arasına nakış iğneleri ve balmumuyla tutturulan bir cihaz olarak TV’nin dedesi kabul edildi. Çalışmalarını bundan sonra da sürdüren mucit, 1925’de hayal ettiği gibi, “Stok ey Bill” adını verdiği ilk ilkel televizyonda görüntü transmisyonunu da gerçekleştirmeyi başardı. Logie Baird icadının parlak bulundu ama pek ciddiye alınmadı. İlk yayın BBC’den Baird ’in ilk ilkel TV’yi icat ettiği dönemde, BBC gibi yayıncılar radyoya odaklanmıştı. BBC’inin TV yayıncılığına geçişi, 1929’da sınırlı bir kitleye ulaşan ilk deneme yayınıyla başladı. Günde iki yayın kuşağında hizmet vermeye başlayan BBC televizyonu, ilk kuşakta haber, ikinci kuşakta ise müzik yayını veriyordu. Baird televizyondan sonra infrared ışınlar üzerinde de çalışmalar yaptı. (d.13 Ağustos 1888; ö.14 Haziran 1946)

NASIL ÇALIŞIR

Televizyonun temel prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrildikten sonra yayınlanması ve alınan elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine çevrilmesidir.Işık enerjisi elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin keşfedilmesi ile başlamıştır.

Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli , soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder.TV bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir. TV bir noktadaki ışık şiddeti radyo dalgalarına dönüştürme,sonra bu dalgalardan,eş şiddette bir ışıklı nokta elde etme esasına dayanır.Nakledilecek görüntü, yüz binlerce kareye bölündükten sonra,her bir kare,homojen şeklinde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilip,bu noktalardaki ışık şiddeti TV verici sisteminde radyo dalgalarına, dalgalarda TV alıcılarına da yeniden ışığa dönüştürü.

Görüntüdeki kareler çok hızlı tarandığı için, alıcı ekranlarında tek ,tek ışıklı noktalar değil, değişik aydınlıkta karelerin meydana getirdiği resimler gözlenir.

Renkli televizyon,bütün renkleri yeşil, mavi ve kırmızının değişik oranlarda karıştırılması ile elde edilebileceği gerçeğine dayanır.Nakledilecek görüntü, yeşile, maviye ve kırmızıya duyarlı olan üç ayrı kamera tarafından aynı anda taranır.Elde edilen üç ayrı elektromanyetik dalga, alıcı sistemin ekranında, biri yeşil biri mavi ve biri kırmızı olan üç görüntüyü üst, üste düşürür ve bu renklerin karışmasından, tabii renklenmeler yeniden elde edilir.

21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonun tarihi, 75 yıl önce, İskoç mucit John Logie Baird ’in keşfiyle başladı. Baird, 21. yüzyılda insanları saatlerce karşısında oturtabilen televizyonun babasıydı. Keşif merakı çocuk yaşlarda başlayan Baird, 12 yaşında, evine bir elektik sistemi döşemiş ardından yoldayken arkadaşlarıyla konuşmasını mümkün kılacak ilk telefon santralini geliştirdi. İskoçyaya’da Kraliyet Teknik Koleji’nde elektrik dersleri alan Baird, Glascow üniversitesinde elektrik mühendisliği okudu. Birinci Dünya Savaşı sırasında eğitimine ara veren mucit, silahlı kuvvetlerde çalışmak istedi ama kabul edilmedi. Başvurusu reddedilen Baird, Clyde Valley Elektrik Enerjisi Şirketi’nde çalışmaya başladı ancak sağlık

problemleri işi bırakmasına sebep oldu. Clyde Valley ’den sonra aralarında Trinidad ’da bir reçel fabrikasında işçiliğin de bulunduğu çeşitli işlerde çalışan Baird, nihayet 1922’de memleketi Sussex ’e geri dönen ve burada tamirciliğe başladı. Nakkaş mucit Sussex’ deki mütevazı hayatı, Baird ’i 50 yıldır düşlediği televizyon icadı üzerinde yoğunlaşma fırsatı verdi.

Parası olmadığı için ilk televizyonunu bir lavabo ve bir çay tenekesiyle yapan Baird, bir sonraki denemesinde projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplayıp basit bir düzenek geliştirdi ve düzeneğe kullanılmış lenslerle devrelerden tarama diskler ekledi. Baird ’in icat ettiği bu düzenek, tahta çubuklar arasına nakış iğneleri ve balmumuyla tutturulan bir cihaz olarak TV’nin dedesi kabul edildi. Çalışmalarını bundan sonra da sürdüren mucit, 1925’de hayal ettiği gibi, “Stok ey Bill” adını verdiği ilk ilkel televizyonda görüntü transmisyonunu da gerçekleştirmeyi başardı. Logie Baird icadının parlak bulundu ama pek ciddiye alınmadı. İlk yayın BBC’den Baird ’in ilk ilkel TV’yi icat ettiği dönemde, BBC gibi yayıncılar radyoya odaklanmıştı. BBC’inin TV yayıncılığına geçişi, 1929’da sınırlı bir kitleye ulaşan ilk deneme yayınıyla başladı. Günde iki yayın kuşağında hizmet vermeye başlayan BBC televizyonu, ilk kuşakta haber, ikinci kuşakta ise müzik yayını veriyordu. Baird televizyondan sonra infrared ışınlar üzerinde de çalışmalar yaptı. (d.13 Ağustos 1888; ö.14 Haziran 1946)

NASIL ÇALIŞIR

Televizyonun temel prensibi ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrildikten sonra yayınlanması ve alınan elektromanyetik sinyallerin tekrar ışık enerjisine çevrilmesidir.Işık enerjisi elektrik enerjisine çevrilmesi fikri 1873 senesinde Selenyum üzerine ışık düşürüldüğünde elektrik direncinin değiştiğinin keşfedilmesi ile başlamıştır.

Bu prensibe göre selenyum üzerine parlak ışık düşerse; sinyal kuvvetli , soluk ışık düşerse sinyal zayıf olacaktır. Genliği değişen bu sinyal radyo dalgaları gibi yayınlanıp alıcıda ters işlem yapılınca ekranda görüntü teşekkül eder.TV bu bakımdan “uzaktan görme” manasına gelir. TV bir noktadaki ışık şiddeti radyo dalgalarına dönüştürme,sonra bu dalgalardan,eş şiddette bir ışıklı nokta elde etme esasına dayanır.Nakledilecek görüntü, yüz binlerce kareye bölündükten sonra,her bir kare,homojen şeklinde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilip,bu noktalardaki ışık şiddeti TV verici sisteminde radyo dalgalarına, dalgalarda TV alıcılarına da yeniden ışığa dönüştürü.

Görüntüdeki kareler çok hızlı tarandığı için, alıcı ekranlarında tek ,tek ışıklı noktalar değil, değişik aydınlıkta karelerin meydana getirdiği resimler gözlenir.

Renkli televizyon,bütün renkleri yeşil, mavi ve kırmızının değişik oranlarda karıştırılması ile elde edilebileceği gerçeğine dayanır.Nakledilecek görüntü, yeşile, maviye ve kırmızıya duyarlı olan üç ayrı kamera tarafından aynı anda taranır.Elde edilen üç ayrı elektromanyetik dalga, alıcı sistemin ekranında, biri yeşil biri mavi ve biri kırmızı olan üç görüntüyü üst, üste düşürür ve bu renklerin karışmasından, tabii renklenmeler yeniden elde edilir.

       EN SON TEKNOLOJİ TELEVİZYON HABERLERİ


 

Ekran yok, gözlük yok, sabit bir yerden izlemek yok, gerçek gibi görüntüler... Dünyanın ilk üç boyutlu televizyonu Türkiye'de icat ediliyor...
İlk 'üç boyutlu televizyon'un icadı için Türkiye'de çalışmalar başladı. Bilkent Üniversitesi'nin koordinatörlüğünde yürütülen Avrupa Birliği destekli üç boyutlu televizyon projesine 7 ülkeden çoğunluğu üniversite ve araştırma enstitüsü 19 kuruluş katılıyor. Projede Türkiye ile birlikte, İngiltere, Almanya, Finlandiya, Bulgaristan, Yunanistan ve Çek Cumhuriyeti'ndeki üniversite ve özel sektörden 150 araştırmacı birlikte çalışıyor. Projenin mimarı, Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Onural. Projeyi üzerinde iki yıl çalışıp gerekli ortakları bulan Onural, AB'den 6,15 milyon Euro'luk destek aldı. Türkiye'den Koç ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin de bulunduğu proje grubunun yöneticiliğini de yapan Onural, süresi 4 yıl olan proje sonunda holografik (3 boyutlu) televizyonun araştırma aşamasını tamamlayacak. Projeye göre, yeni televizyonlar sehpa gibi yatay bir düzlemde üstüne ışık vererek görüntü sağlayacak. Bilim kurgu filmlerindeki holografik görüntülere benzeyecek 3 boyutlu televizyonun etrafında dönülse de görüntü çıplak gözle net bir şekilde izlenebilecek. Yani 3 boyutlu sinemalardaki gibi sabit bir yerden ve gözlükle izlenmek zorunda olunmayacak. Seyirci elini görüntünün içine sokabilecek, ancak sadece ışığa temas etmiş olacak. 3 boyutlu televizyon sayesinde görüntüler daha canlı izlenebilecek. Örneğin bir futbol maçı sehpanın üstünde 3 boyutlu izlenirken, stadyumda izleniyormuş havası oluşacak. '3 boyutlu televizyon' projesinin başkanı Prof. Dr. Levent Onural, insanlığın yaklaşık 150 yıldır peşinde koştuğu 3 boyutlu fotoğraf ve görüntüyle 25 yıldır uğraşıyor. 3 boyutlu televizyonu lise çağındayken hayal eden Onural, üniversitede de uzun yıllardan beri holografik görüntüler üzerinde çalışıyor. 'Tneknolojinin önündeyiz' Prof. Onural'ın bundan 12 yıl önce holografik televizyonla ilgili yazdığı makale ise hâlâ bu alandaki ilk ve tek yayın olarak gösteriliyor. Lise yıllarındaki hayalinin gerçekleşmesi için teknolojinin gelişmesini bekleyen Onural, günümüz teknolojisinin artık 3 boyutlu televizyon için yeterli olduğunu düşünüyor. Onural'ın verdiği bilgiye göre projede dünyanın en iyi bilgisayarcıları, elektronikçileri, görüntücüleri, grafikçileri ve fizikçileri çalışıyor. DVD ve VCD'nin mucitlerinden Alman araştırmacı da projede görev alıyor. Holografi teknolojisi alanında dünyanın en büyük projesini yürüttüklerini vurgulayan Onural, "Bizim projemiz bu alandaki teknolojinin en son ucu, yani bu alanda en öndeyiz. Ayrıca Avrupa Birliği, bu alanda ABD ve Japonya'dan geri kalmamak için bu derece projemize sahip çıktı. Böylece bir projede Türkiye'nin başı çekmesi ve ilk üç boyutlu televizyonun Türkiye'de yapılacak olması da çok önemli." diyor. 4 yıl içinde dünyanın 3 boyutlu televizyonla tanışacağını belirten Onural, bilimsel bir buluşun üretime dönüşmesinin 10 yılı bulduğunu bildiriyor. Onural, VCD ve DVD teknolojilerinin araştırmalarının 10 yıl önce bittiğini; ancak ama birkaç senedir üretilebildiğini hatırlatıyor.


 

 Japonlar, şimdi de uzaktan kumanda aletinin yerine ellerinizin hareketine göre çalışan TV yaptı.

ŞİBA - JVC şirketinin ürettiği TV’yi açmak için ellerinizi iki kez, kapamak için de üç kez çırpmanız yetiyor. Uzaktan kumanda siz oluyorsunuz ve el işaretleriyle, televizyonunuzda kanal değiştiriyor, menüye giriyor, sesi açıp kapayabiliyorsunuz... Bütün bu işleri tek tuşa bile dokunmadan yapabiliyorsunuz.

Bir şirket yetkilisi, yeni TV’yi tanıtırken, “İnsanların başı uzaktan kumandayla bazen belaya giriyor. Bazen arar bulamazsınız, bazen bozulur işe yaramaz. TV kullanmayı kolaylaştıracak çözümler peşindeyiz” dedi.


JVC’nin yeni TV’sinde, seyircinin hareketlerini ve çıkardığı sesleri algılayabilen kamera ve mikrofon bulunuyor. Mesela elinizi bir kez çırpınca TV’nin menüsü açılıyor. Elinizi havada gezdirmek, menü içinde gezinmeye yetiyor. Böylece fareyle bilgisayar ekranında gezinir gibi gezebiliyor ve fareyle tıklar gibi hareket yaparak menüde istediğinizi seçebiliyorsunuz.


Şirket, şimdi yeni ürünün piyasada tutup tutmayacağını anlamak için tüketici anketi yapıyor.

HABER VİTRİNİ

 

 
  Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol